|
Sağlığınızı ilaçtan önce
Doğanın mucize bitkilerinde arayın
Bir fıkra
vardır;
"Hastalandığınızda mutlaka doktora gidin ve muayene olun. Çünkü
Doktor da insandır ve yaşamaya ihtiyacı vardır. Doktorun verdiği reçeteyle
eczaneye gidin ilacınızı alın. Çünkü Eczacı da insandır ve yaşamak
için para kazanmaya ihtiyacı vardır. İlacı alın ve çöp tenekesine atın.
Çünkü siz de insansınız ve sizin de yaşamaya ihtiyacınız var."
Şaka bir yana, Allah eksikliğini vermesin, hastalanınca mutlaka doktora
gideceksiniz ama sağlığınızı korumak için doğanın mucizelerinden de
yararlanacaksınız. Yaşlılar bilir, Anadoluda "sülük çektirmek"
denilen bir deyim vardı. Kocakarı ilacı der geçerdik. Şimdi ABD'nde sülükle
tedavi gerçekleştiren enstitülere seans başına yüzlerce dolar ödeniyor.
Çermik kaplıcalarında balıkların tedavi ettiği hastalıklardan söz
ederken kimilerimiz dalga geçiyordu ama uyanık bir alman, bu balıkları
kaçırıp Almanyada binlerce mark karşılığında hastalıkları tedaviye
başlayınca gözlerimiz faltaşı gibi açıldı.
Bitkilerden gelen sağlık da aynen öyle... Bilim adamlarının kabul ettiği
ilk mucize bitki Sarmısak oldu sonra onu diğerleri izledi. İsterseniz, günlük
hayatta sıkça kullandığımız bitkilerin ne gibi yararları olduğuna göz
atalım;
SARMISAK; Antibiyotik özelliği taşıyan bu bitki, vücuttaki
mikropları öldürüyor, kanın akışkanlığını sağlayarak kolesterolü
düşürüyor, kalp hastalıklarını önlüyor, kanser oluşumunu
engelleyebiliyor, özellikle mide hastalıklarına iyi geliyor.
DOMATES; Her gün içilen iki bardak domates suyu şeker hastalığına
iyi geliyor. Kanserden koruyucu ve yaşlanmayı zihinsel ve bedensel olarak
yavaşlatıcı özelliğe sahip bu sebze C ve E vitaminleri içeriyor.
ISPANAK; Kalp hastalıklarına, felce, yüksek tansiyona, yaşlılığın
getirdiği gös hastalıklarına, kansere, hatta psişik rahatsızlıklara
karşı çok etkili bir sebze.
PIRASA; Mide rahatsızlığına iyi geliyor, kabızlığı gideriyor,
basur memelerinin rahatsızlık vermesini önlediği gibi böbreklerdeki kum
ve taşların düşürülmesine yardımcı oluyor.
LAHANA; Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkili. Vücutta
biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlıyor, kandaki şeker miktarını
düşürüyor.
ENGİNAR; Kandaki üre ve kolesterolü düşürüyor, şeker miktarını
ayarlıyor, böbrekteki kumların düşürülmesine yardımcı oluyor.
BROKOLİ; Kansere karşı koruyucu olan bu vitamin deposu sebze, içerdiği
kalsiyum nedeniyle kemik erimesini önlüyor, mineral ve demir eksikliğini
gideriyor.
BEZELYE; Sinir sisteminde sorunları olanlara tavsiye edilen Bezelye
B1 ve C vitaminleri yanında protein, lif ve folik asit içeriyor..
BAKLA; Böbrek iltihaplarını gideriyor, böbrek kum ve taşlarının
düşürülmesine yardımcı oluyor.
SOYA; İçinde östrojen hormonuna benzer işlev gören ve bu
hormonun etkilerini sulandıran bir madde içeren soya kadın bünyesi için
çok yararlı.
TURP; Böbreklerdeki mikporları öldürüyor, kum ve taşların dökülmesine
yardımcı oluyor.
HAVUÇ; Kadınlarda kalp krizini ve beyin kanaması riskini azaltıyor.
Günde yenilen iki havucun erkeklerdeki kolesterolü azalttığı
kaydediliyor.
PATATES; Mide bozulmalarına iyi gelen patates, çiğ olarak yenildiğinde
mide asitlerini düzenleme özelliğine sahip. Turunçgillerden sonra en
fazla C vitamini taşıyan bitkilerdendir.
SALATALIK; Kabızlığı önlüyor, böbrek ve kalp hastalıklarında
vücutta biriken suyun atılmasına yardımcı oluyor.
KUŞBURNU; Güçlü bir kurt düşürücü olan kuşburnu bağırsakları
yumuşatır, mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına yararlıdır.
CEVİZ; Yaprakları ve kabuklarıyla hazırlanan ilaçlar, kansızlığı
giderdiği gibi kanı temizliyor.
FINDIK; Beden ve zihin yorgunluğunu gideriyor, vücuda kuvvet
veriyor. Hastalıktan sonra vücudun kendisini çabuk toparlamasını sağlıyor.
MUZ; Folik asit, potasyum ve B6 vitamini bakımından son derece
zengin olan muz, içindeki potasyum sayesinde krampları önlüyor.
ELMA; Günde yenilen iki elma kalp ve dolaşım sorunlarına karşı
korunma sağlıyor, kolesterolu yok ediyor ve kabızlığı önlüyor. Elma,
Romatizma ve gut hastalıklarına karşı da yararlı.
ÇİLEK; Çilek kanı temizliyor, kimi cilt sorunlarına iyi geliyor.
Böbrek, idrar yolları ve bağırsak sorunlarına karşı da yararlı.
Kısaca özetlemeye
çalıştığımız bu bilgilerden sonra gıda maddeleriyle sağlığımız
arasındaki bağlantılara yönelik bazı haberleri de bilgilerinize
sunuyoruz:
DOĞAL
MUCİZE "YEŞİL ÇAY"
YİYECEKLERİN RENGİ VE SAĞLIĞIMIZ
FAZLA VİTAMİN SAĞLIĞA ZARARLI
AÇIK SÜTTEN VAZGEÇEMİYORUZ
DENGELİ BESLENME
SİYAH
AHUDUDU,SARMISAK,ISPANAK KANSER MÜCADELESİNDE ETKİLİ
ISPANAĞIN
YARARLARI..
HANGİ HASTALIĞA HANGİ GIDA?
DOĞAL MUCİZE İLAÇ ``YEŞİL ÇAY``
Yeşil çayın yemek borusu kanserini erkeklerde yüzde 57, kadınlarda ise yüzde 60 oranında önlediği bildirildi.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği bölümü öğretim üyesi
Yrd.Doç.Dr. Hayri Çoşkun, yeşil çay`ın, oksidasyon olmaması için toplandıktan sonra ezilme gibi işlemlerden korunduğunu, böylece doğal
bileşenlerinin ve aromasının muhafaza edildiğini söyledi.
Yeşil Çay`ın polifenoller, polisakkaritler ve değişik vitaminler gibi birçok farklı kimyasal bileşen içerdiğini kaydeden Coşkun, şöyle konuştu:
``Yeşil Çay, değişik kanser risklerini azaltmakta, kan kolestrol seviyesini düşürmekte, yaşlanmayı geciktirmekte ve değişik bakterilerin gelişmesini engellemektedir. Yeşil çay, yemek borusu kanserini erkeklerde yüzde 57, kadınlarda ise yüzde 60 oranında önlemektedir. Ultra viole ışınlarının deride kanser ve buruşukluklara neden olduğu bilinmektedir. Yeşil çayın ise bu tür deri hastalıklarını koruyucu özelliği vardır. Sigara dumanında potansiyel kanser yapıcı madde olan
NNK, akciğer kanserine neden olmakta, Yeşil çayın bu hastalığa karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır.``
(yukarı)
YİYECEKLERİN
TADI, RENGİ VE SAĞLIĞIMIZ
Yiyeceklerin tad ve renginin, beslenme ve sağlık açısından önemli olduğu bildirildi.
İnternette, www.genbilim.cjb adresinde yer alan bir yazıda, yeşil renkli ve ekşi yiyeceklerin karaciğeri harekete geçirirken, beyaz rengin cildi
güzelleştirdiği dile getiriliyor. Yazıda, salatalık, kivi gibi yeşil yiyecekler ile enginar ve yoğurt gibi ekşimsi tadı olanların, karaciğer ve safranın zehrini aldığı ifade edilerek, şu bilgilere yer veriliyor:
``Sarı yiyecekler, güç ve enerji verir. Sarı yiyecekler arasında yer alan hububat, mısır, bal ve muz mide, dalak ve pankreasa iyi gelirken, içindeki
doğal şekerler insana enerji verir.
Kırmızı yiyecekler, vücudu temizlediği gibi, kalp ve ince bağırsağa iyi gelir.Pancar, kırmızı turp veya kırmızı çarliston biber ise vücudun zehrini dışarı atar. Kırmızı yiyeceklerin kalpteki etkisi dolaylı olarak safrada kendini gösterir. Safranın fonksiyonu bozulduğunda salgı kana karışır ve kalp atışı frekansını değiştirir.``
Beyaz renkli ve keskin tadlı yiyeceklerin cildi güzelleştirmesinin yanı sıra solunum yolları ve kalın bağırsak üzerinde olumlu etkileri bulunduğu ifade
edilerek, şöyle deniliyor:
``Beyaz turp, pirinç ve kuşkonmaz terlemeyi sağlayarak gözeneklerin açılmasını, vücudun fazla suyunun atılmasını sağlar.
Mavi renkli ve tadı tuzlu olan yiyecekler ise vücuttaki suyu ayarlar. Midye, alabalık ve patlıcan idrar yolu enfeksiyonlarında yararlıdır. Mavi yiyecekler, böbrekleri ve mesaneyi çok iyi yıkar ve idrar söktürücü özelliğe sahiptir.``
(yukarı)
FAZLA VİTAMİN ALMAK
ZARARLI...
Soğuk havaların aniden başlaması nedeniyle vütcut direncini arttırmak için gereğinden fazla vitamin kullanımının, zararlı olduğu bildirildi.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak-Burun-Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erkan, hava sıcaklığındaki ani düşüşün, üst solunum yolu hastalıklarını artırdığını kaydetti.
Hava sıcaklığının birden düşmesinin, vücut savunma sistemlerinin adapte güçlüğü yaşamasına yol açtığını belirten Erkan, hastalıklara karşı korunmak
için öncelikle kalın giysiler giyilmesi, kalabalık ortamlardan uzak durulması ve bol sulu yiyeceklerin tercih edilmesi gerektiğini ifade etti.
GÜNDE BİR-İKİ PORTAKAL YETERLİ
Prof. Dr. Erkan, günde bir-iki adet portakal, 3-4 adet mandalinanın hücre yenilenmesi için gerekli olan C vitamini ihtiyacını karşılamak için yeterli olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Havalardaki ani sıcaklık değişimi sonrası özellikle bilinçsizce kullanılan vitamin ilaçlarında patlama yaşanıyor. Bu ilaçların kullanımı lükstür.
Vitamin ilaçları vitamin noksanlığı ile birlikte giden hastalıklar mevcut ise tıbbi gereklilik sebebi ile verilebilir. Bu nedenle hasta olurum endişesiyle vücudunuzu vitamin bombardımanına tutmayın. Günde bir-iki adet portakalın dışında alınan vitamin emilmeden vücuttan atıldığı için, gereksiz vitaminler nedeniyle bu ülke insanlarının damarlarından adeta
vitamin akıyor.``
Prof. Dr. Erkan, "Biliçsizce kullanılan vitamin ilaçları fayda yerine zarar verir. Vücuda alınan fazla ve bilinçsiz vitamin hipervitaminoz hastalığına yol açarak, vücut sistemini altüst edebilir ve tedaviyi güçleştirir.`` dedi.(basından)
(yukarı)
AÇIK SÜTTEN VAZGEÇEMİYORUZ ANCAK....
İnsan ve özellikle çocuk gelişiminin en önemli besinlerinden olan sütü, toplum olarak açıkta satılan alma alışkanlığımızın devam ettiği bildirildi.
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tanju Besler, Avrupa Ülkelerinde kişi başına süt tüketiminin ortalama 94 litre olduğunu belirterek, bu rakamın Türkiye'de 24 litre olduğunu, paketlenmiş ve işletmiş süt tüketiminin ise kişi başına 6 litre düzeyinde
kaldığını söyledi.
HÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal da, denetimsiz olarak açıkta satılan sütlerin pek çok bulaşıcı hastalığa neden olarak halk
sağlığını tehdit ettiğini söyledi.
UHT NEDİR?
İngilizce Ultra Hight Temperature'nin ( ultra yüksek sıcaklık) kısaltması olan UHT teknolojisiyle, süt 4-6 saniye gibi kısa bir sürede 135-150 derece ısıya tabi tutulup yine aynı hızla soğutularak, aseptik ambajlara dolduruluyor. UHT işlemi sonucunda süt diğer sterlizasyon işlemlerinden farklı olarak besin değerinden ve doğal özelliklerinden kayba uğramıyor. UHT teknolojisi ve aseptik ambalajlamanın sütün sağlıklı bir şekilde
sunulması açısında bir devrim oluşturuyor. UHT teknolojisiyle hazırlanan sütün üstülüğü, hiçbir katkı maddesi içermemesine rağmen, aylarca besin
değerini korumasıdır. (yukarı)
DENGELİ
BESLENME
SAĞLIK Bakanlığı, düşük gelirli ailelere, dengeli beslenebilmeleri için bal yerine pekmezi, muz yerine elmayı, pirinç yerine bulguru, kıyma yerine de
mercimeği seçmelerini önerdi.
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Gıda Güvenliği Laboratuvarlar Daire Başkanlığı, "Besinleri satın alma, hazırlama, pişirme ve depolama ilkeleri ve dikkat edilecek hususlar"a ilişkin bir rapor hazırladı. Bakanlığın hazırladığı besin raporuna göre, beslenme için yapılan ilk iş olan besin satın almada, alışverişe çıkmadan önce satın alınacak besinler için bir liste hazırlama ve bu listede seçeneklere yer
verme alışveriş sırasında kolaylık sağlıyor.
Pazarların genellikle manav ve bakkallardan daha ucuz olduğu, aylık satın alınacak besinlerin tüketim kooperatifleri gibi az karla satış yapan yerlerden temin edilebileceği belirtilen raporda, her besin grubu için pahalı ve ucuz besinler bulunduğuna işaret ediliyor.
Etin, yumurta ve kurubaklagillerden çok daha pahalı olduğu, vücut için gereken proteinin, yumurtadan etin yarı fiyatına, kuru nohuttan beşte bir fiyatına sağlanabileceği vurgulanan raporda, şu önerilere yer veriliyor:
YEŞİL YAPRAKLI SEBZELERİ TERCİH EDİN
Düşük gelirli aileler enerji ihtiyaçlarını karşılamak için daha ucuz olan tahılların yanında bir miktar kuru baklagil ve yumurta satın alarak besinlerini enerji ve protein yönünden dengeli duruma getirebilirler.
Sebzelerden yeşil yapraklı olanlar, vitaminlerin bir çoğu ve bazı madenlerden daha zengindir. Bu nedenle yeşil yapraklı sebzeler tercih edilmelidir.
Meyvelerden elma, muz değerinde ve fiyatı çok daha ucuzdur. Yine sebze ve meyveleri satın alırken turfanda olanları satın almak bir israftır. Bunun
yerine mevsim sebze ve meyveleri tercih edilmelidir. Mevsimlik sebze ve meyveler turfandakilerden daha ucuz, daha lezzetli ve daha besleyicidir."
TURFANDA YERİNE MEVSİMLİK
Rapora göre, dar gelirli ailelerin pahalı besinler yerine tercih edebilecekleri besleyici değeri yüksek, fiyatı ucuz besinler şöyle:
-Pekmez, baldan daha besleyici fiyatı daha ucuz.
-Elma, muz değerinde fiyatı daha ucuz.
-Yapraklı marul, göbeklisinden besleyici fiyatı daha ucuz.
-Bulgur, pirinçten daha besleyici, fiyatı daha ucuz.
-İstavrit, lüfer değerinde, fiyatı daha ucuz.
-Yumurta, et değerinde fiyatı daha ucuz.
-Mercimek, kıyma (et) kadar besleyici, fiyatı çok daha ucuz.
-Mevsimlik sebze ve meyve, turfanda sebze ve meyveden daha besleyici, fiyatı çok daha ucuz.
-Süt, gazoz veya koladan çok daha besleyici, fiyatı daha ucuz.
-Ekmek; etimek, grissini gibi ürünlerle aynı değerde, fiyatı çok daha ucuz..
(yukarı)
SİYAH AHUDUDU KANSERİN OLUŞMASINI
ÖNLÜYOR
ABD'de
Ohio State Üniversitesi'nde yapılan araştırmalarda, siyah
ahududunun (ağaç çileği) kanser oluşumunu önlediği
saptandı. Ahudududa bulunan anti-kanserojen özelliğin
normal çilekte de bulunduğuna değinen uzmanlar, siyah
ahududunun, bazı kanser hastalıklarının oluşmasını önleyeceğini
belirtiyor.
Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü, insanların günde 4 ila 6
kez meyve ve sebze yemelerini, kanser hastalıklarının önlenmesi
açısından salık veriyor.
Konuyla ilgili araştırma raporu, "Cancer Research"
dergisinde yer aldı.
SEBZE MEYVE YEYİN KANSERDEN KORUNUN
Amerikalı doktorların araştırmalarına göre ergenlik döneminde sebze ve meyve ağırlıklı beslenen genç kızlar, yumurtalık kanseri riskini büyük ölçüde azalıyor.
Araştırmayı gerçekleştiren Harvard Tıp Fakültesi'nden Dr. Kathleen M. Fairfield, sebze ve meyvelerin içerdiği antioksidan maddelerin kansere yol açan serbest kökleri etkisiz hale getirdiğini belirtti. Cancer adlı saygın tıp dergisinin Kasım ayı sayısında da yayınlanan araştırma 30-55 yaşları arasındaki 80 bin kadın üzerinde yapıldı. Dr. Fairfield, yetişkin kadınların sebze ve meyve ağırlıklı beslenmesiyle yumurtalık kanseri riskinin azalması arasında henüz bir bağlantı tespit edilmediğini de sözlerine ekledi.
SARMISAKTAN KANSER İLACI YAPILACAK..
Kanada'nın Toronto Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada, sarmısağın, sıtma hastalığında olduğu gibi kanserle savaşta da önemli rol oynadığı saptandı.
Sarmısaktaki bileşimlerin; anti-mantar, anti-kanserojen ve anti-bakteriyel özellik taşıdığı açıklandı. Disulfides adlı bileşimleri kanser hücreleri üzerinde deneyen uzmanlar, sarmısağın içindeki bileşimlerden bazılarının, kanser hücrelerini öldürebildiğini belirledi. Bilim adamları, günün birinde sarmısağın içinde bulunan bu bileşimlerden, sıtma paraziti ve bazı kanserler için ilaç elde edilebileceğini düşünüyor.
(yukarı)
ISPANAĞIN
YARARLARI...
Florida Üniversitesi doktorları tarafından yapılan araştırmaya göre ıspanak beynin yaşlanmasını önlüyor.
Belli bir süre düzenli olarak farelere ıspanak yediren doktorlar, bu maddenin yaşlanmanın getirdiği hafıza kaybını engellediğini ortaya çıkardı. Fareleri iki gruba ayıran uzmanlar, bir gruba hiç ıspanak vermezken, diğer gruba aldıkları gıdanın yüzde ikisi kadar ıspanak yedirdiler. Hem yemekten önce, hem de sonra müzik dinleyen farelerden ıspanak yiyenler daha önce dinledikleri müziği hatırlayarak tepki gösterdiler. Araştırmacı doktorlar, antioksidan açısından zengin olan ıspanağın alzheimer ve parkinson gibi yaşlılık hastalıklarına yol açan
"free radical" adlı maddeleri engellediğini belirtiyor.
(Yukarı)
[ »Beypazarı Mucizesi ] [ »Çiçeklar'e Dikkat ] [ »Sağlık Diyeti ] [ »Işık Kirliliği ] [ »Kuraklık ] [ »Bilinmeyen Ormanlar ] [ »Sigara ] [ »Ne Üretelim? ] [ »Hocamköy Pprojesi ] [ »Ekolojik Tarım ] [ »Şifalı Bitkiler ] [ »Alternatif Enerji ] [ »Tezekten Enerji ] [ »Avcılar Dikkat ] |