Ayaş'ta en büyük ölü yatırım,
"Ayaş Tüneli"dir.
Medyanın gündeme getirdiği Ayaş Tüneli,
Ankara-İstanbul demiryolunu önemli ölçüde kısaltacak,
halen 8 saat süren demiryolu yolculuğu iki buçuk saate
inecekti. Ancak yeterli ödenek ayrılmayınca Ayaş Tüneli
inşaatı sürüncemede kaldı ve en sonunda Ayaş Tüneli'nden
vazgeçildiği açıklandı.(Ayrıntılı
haber)
Ayaş tünelinin yapımına bundan
sonra devam edilse ne olur? edilmezse ne olur? bilemem.
Konuyu uzmanlarına bırakmak gerek. Ancak yarım kalmış
Ayaş Cezaevi inşaatı var ki, onun bu halde bırakılması
tam anlamıyla israf demek.

Ayaş'ta halen, biri "açık",
diğeri "kapalı" olmak üzere iki cezaevi var.
Ayaş girişindeki kapalı cezaevinden çok, Ayaş-Temelli
yolu üzerindeki açık cezaevi meşhurdur. Siyasetçilerin ve yazarların cezalarını çektiği
bir mekan olarak bilinen açık cezaevinin hemen yanında
yarım kalmış binalar durmaktadır.
5 milyar 575 milyon lira keşif bedelli cezaevinin
yapımının 1990 yılında bitmesi gerekiyordu. Aradan geçen
11 yıla rağmen cezaevinin yapımı tamamlanamadı. Binanın
kontrolörlüğünü yapan eleman emekli olurken inşaat
yerinde saymaya devam etti.
Maksadımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Bu
ölü yatırım, sadece Ankara Valiliği için değil, Ayaşlı
için de ölü yatırımdır. Yarım kalmış binaların kısa
sürede tamamlanması, ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır.
Ola ki inşaat, yeni cezaevi tiplerine uygun düşmeyebilir.
Olsun. Binaların ille de cezaevi olması şart değil. Yatılı
bölge okulu olabilir, bir üniversite ile anlaşılarak üniversite
kampusü haline getirilebilir. Yani yarım kalmış inşaatlar
bir şekilde değerlendirilebilir.
|