|
İbretlik bir öykü
Elde kaldı tünel
1975'te Bayındırlık Bakanı Fehim Adak'ın inşaatını başlattığı ve bugüne kadar 1 milyar dolar harcanan Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi durduruldu. Yüzde 75'i biten Ayaş Tüneli 'ibretlik karadelik' olarak elde kaldı.
Bakan çok dertli
Ulaştırma Bakanı Oktay Vural Radikal'e şunları söyledi: Altyapı bugünkü standartlara uymuyor. Proje, sürat demiryolu olarak kullanılamaz. Proje için olumlu görüş veren yok. Artık boş yere para harcanmayacak.
Sekiz ayrı başbakan
Proje süresince, Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel dört; Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz üç; Turgut Özal iki; Bülent Ulusu, Yıldırım Akbulut ile Necmettin Erbakan birer kez olmak üzere tam 19 hükümet kuruldu.
Teknolojik bir fiyasko
Defalarca değişikliğe uğrayan projenin temel sorunu, dayandığı teknolojinin artık 'tarih' olması; yani, şu an bitirilse de hızlı tren için kullanılamaz. Öngörüsüzlüğü ortaya koyan bir zaaf da şu: Proje fay hattının üstünde.
Okumak için tıklayın:
HIZLI TRENİ ÇIKARLARI ENGELLENENLER DURDURDU
Ulaşımda Demiryolu Platformu dönem sözcüsü ve Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, Ankara- İstanbul arasındaki hızlı demiryolu projesinin yavaşlatılmasının asıl nedeninin, çıkarları engellenecek olan ulusal ya da uluslararası karayolu, otomobil ve petrol lobilerinin baskıları olduğunu söyledi.
Çakar, düzenlediği basın toplantısıda, İstanbul-Ankara hızlı tren hattı projesinden vazgeçilmesinin ülkeye ve halka yapılacak en büyük kötülük ve ülkenini kalkınmasına vurulacak en büyük darbe olduğunu savundu. Projeden vazgeçilmesini tüketici haklarının hiçe sayılması olarak değerlendiren Çakar, hızlı tren hattının yavaşlatılmasının, bitirilmemesinin ve durdurulmak istenmesinin hiçbir teknik nedeni bulunmadığını söyledi. Projenin durdurulmasının asıl nedeni olarak ulusal ve uluslararası karayolu, otomobil ve petrol lobilerinin baskılarını gösteren Çakar, "Bir diğer neden de bu baskılara bu güne kadar boyun eğen ya da işbirliği yapan yöneticilerin haince tutumları ve hükümetlerin ödenek ayırmamasıdır" dedi.
Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın projenin fay hattı üzerinde kurulduğu yönündeki açıklamasını anımsatan Çakar, "Konu ile ilgili olarak eski bürokratlarla yaptığımız görüşmelerde, `Ankara-İstanbul arasında fay hattı yoktur, yalnızca tren hattı, fay hattını iki yerde dik olarak kesmektedir' yönünde görüş aldık" diye konuştu. Daha önce yaptıkları görüşmelerde, Ankara-İstanbul hızlı tren hattında hemzemin geçidi olduğu, güvenlik ve teknik yönden uygun olduğunun bildirildiğini söyleyen Çakar, "Ankara-İstanbul demiryolu hattı mevcut demiryolu hattından çok daha güvenlidir. Oysa Ankara-İstanbul otoyolu fay hattı üzerinden geçmektedir" dedi.
Mevcut projenin bu güne kadar 13 kez değiştirildiğini, projede değişikliklerin ve uyarlamaların yapılmasının doğal olduğunu ifade eden Çakar, Ulaştırma Bakanı Vural'ın da istediği takdirde mevcut projeyi gözden geçirerek bugünkü koşullara uyarlayabileceğini kaydetti. Ulaştırma Bakanı Vural'ın eski tren yolu üzerinde yapılacak rehabilitasyon çalışması ile Ankara-İstanbul arasının 4 saate indirileceği ve 403 milyon dolar harcanacağı yönündeki açıklamasını anımsatan Çakar, "Oysa Ankara-Köseköy istasyonu arası rehabilitasyon tahmini maliyetinin 1.5 milyar dolara yükseleceği yetkililerce belirtilmektedir" diye konuştu. Çakar, tüm dünyada ve AB ülkelerinde hızlı demiryolu şebekeleri konusunda çalışmalar yapılırken, Türkiye'nin bu gelişmelerin dışında kalmasının anlaşılamadığını ifade ederek şöyle dedi:
"Yıllar önce terkedilmiş geri bir demiryolu sisteminde ısrar edilmesi, karayolu ulaşmına ağırlık verilmesi ülkemizi daha pahalılığa, yoksulluğa, verimsizliğe ve ekonomik dar boğaza itecek, ülkemizin dışa bağımlılığını daha da artıraca; tüketicileri güvenlikten yoksun bırakacak, çevrenin daha çok tahribatına ve kirlenmesine yol açacaktır."
"ANKARA-İSTANBUL OTOYOLU FAY HATTI ÜZERİNDE"
ODTÜ Jeoloji Bölümü Öğretim üyesi Doçent İlyas Yılmazer ise Ankara-İstanbul arasındaki otoyolun 250 kilometre boyunca fay hattı üzerinden gittiğini belirterek, hızlı demiryolu projesinin ise fay hattını iki yerden dik kestiğini söyledi. Demiryolu projesi için ödenek ayrılmadığına dikkat çeken Yılmazer, otoyol projesinin dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir şekilde 4 içme suyu barajının ortasından geçtiğini, böylece suya kanserojen etkisi olan
maddelerin bırakıldığını, doğaya ve insanlara zarar verildiğini söyledi.
(ANKA Ajanstan)
Ayaş'ta en büyük ölü yatırım,
"Ayaş Tüneli"dir.
Ayaş tünelinin yapımına bundan
sonra devam edilse ne olur? edilmezse ne olur? Bilemem.
Ancak bu konunun her türlü siyasi mülahazanın üzerinde
tartışılarak karara bağlanması gerek.
|