|
Aslında Türkiye'de Ceviz ağacı bol. Çeşit çeşit
ceviz ağacı varken ısrarla "Kaman Cevizi"nden söz
etmemin bir nedeni olsa gerek!
Benim kendi kendime defalarca sorduğum bu soru sizlerin de
aklına gelmiştir (ya da üzerinde düşününce
gelecektir)...
Herhangi bir ceviz türüne karar vermeden önce benim kararımda
etkili olan nedenleri okumanızda yarar var....
TRT Kıbrıs Bürosu'nda görevli iken, büroda görevli
odacı Rüstem'in tarlasının karlı bir biçimde değerlendirilmesi
yolundaki sohbetler, bizi Kaman Cevizi üzerinde araştırmaya
yöneltti.
TRT'nin tarım programında konuşan Ziraat Yüksek Mühendisi
Lokman Avşar, iç anadolunun kurak topraklarında ceviz
yetiştirilebileceğinden söz ediyordu.
Türkiye'ye dönüşümde konu üzerinde araştırmalara başladım.
Kaman'ı arayarak Lokman Avşar ile irtibat kurdum. Bana önce
Ankara'da kurulmuş ceviz bahçelerini görmemi tavsiye
etti. Bunun üzerine verdiği isimlerle görüştüm, bir
iki yıllık ceviz bahçelerine gittim.
Mesleğim gereği bir çok kamu kuruluşunda yakından tanıdığım
arkadaşlarım var. Orman Bakanlığı bünyesindeki tanıdıklarıma
da konuyu açtım. Sevindiler ve devletin bu konuda geniş
destekte bulunduğunu anlattılar ve fidan temininde yardımcı
olacakları vaadinde bulundular.
Kendilerine Lokman Avşar'dan, Kaman Cevizinden söz ettiğim
zaman kibarlıklarından hiçbir şey söylemediler ama
tohumdan ceviz yetiştirmenin sadece zaman kaybı olacağını
anlattılar.
Bu arada bir şey daha öğrendim! Devletin ceviz ağaçlandırması
için verdiği teşvik, fidan dikimi yoluyla cevizlik
kurulmayı kapsıyor ve tohumdan ceviz yetiştirmek için teşvik
verilmiyor....
Bunun üzerine tekrar Lokman Avşar'ı aradım, olanları
anlattım. Kendisi de durumun farkında idi ve bana gerekçesini
anlattı; Lokman Avşar ayrıca "Kurak Şartlarda Ceviz
Bahçesi Tesisi" başlıklı broşürünü yolladı. Brüşürde
"ana kucağı" teorisi olarak adlandıracağım
gerekçe özetle şu şekilde;
"Sulanamayan kurak arazilerde fidan dikerek ceviz
bahçesi kuramayız. Kurulursa uzun ömürlü olamazlar.
Çünkü: Fidanların kazık kökü söküldüğü yerde kalır,
bir daha kazık kök oluşturamazlar.
O zaman kökler derine gidemez, yüzeysel kalırlar. Bu da düzenli
sulama ister.
Yağışların bol olduğu yıllar, az olduğu yıllar
olabiliyor. İklimde olabilecek bu değişiklik düzenli
sulamayı engeller. Bu nedenle bazı yıllar fazla sulama,
bazı yıllar yetersiz sulama yapılır.
Fazla sulanan yıllarda, sonbaharın erken donları olursa
yapraklar erken dökülür, ağacın bünyesinde fazla su
kalır. Kışın bu fazla sular dalların donmasına neden
olurlar.
Ayrıca sulamanın yetersiz olduğu yıllarda ağaç yeterli
fotosentez yapamaz. Zira yeterli kuru madde üretemediği için
dallar iyi odunlaşamaz, dokular gevşek kalır, kışın
yine donarlar.
Görülüyor ki suyun fazlası da azı da iklim şartlarına
bağlı olarak zararlı. Bu nedenle fidanla ceviz bahçesi
kurmak, sulanan arazide bile sakıncalıdır. 300-500 sene
yaşayacak ceviz ağacının ömrünü 50-60 seneye
indirebilir. Zira 100 sene düzenli sulanır da bir sene
elde olmayan bir nedenle sulanamazsa, o sene kış donları
ağaca büyük zarar verebilir.
Geliştirmiş olduğum özel metodlarla tohumdan, gerek sulu
gerekse kurak arazide bahçe kurulursa, ağaç iklim koşullarından
kaynaklanan suyun az ve çok oluşunun zararlarından
etkilenmeyecektir. Fidanın ekolojik koşullara adaptasyonu
zor olabilir. Tohumdan çıkan fidan yerinde kalacağı için,
ana kucağından ayrılmayacağı için daha iyi uyum sağlayacaktır."
Bu gerekçeleri okuduktan sonra Lokman Avşar ile tekrar
görüştüm. Kendisine tohumdan ceviz yetiştirmeye karar
verdiğimi söyledim ve Ayaş'taki Kupon Konut arazisinden söz
ettim.
Yardımcı olacağı vaadinde bulundu... Ankara'ya gelişinde
buluştuk ve Kupon Konut arazisine birlikte gittik. Toprağı
inceledi, susuz şartlarda ceviz bahçesi kurabileceğimi
anlattı. 2000 sonbaharında tohumluk cevizlerimizi almak üzere
anlaştık.
Tabii bu arada temaslarımız devam ediyordu. Bahçede,
ceviz dışında çeşitli meyva ağacı yetiştirmeyi düşündüğümüz
için Ziraat ve Orman fidanlıklarını da ziyaret
ediyorduk. Yine TRT'den arkadaşım Orhan Üzüm ile Ayaş-Beypazarı
yolu üzerindeki Ziraat Fakültesi Uygulama Çiftliğini
ziyaret ettik. Görevli arkadaşlar bize seve seve yardımcı
oldular. 3 dönümlük bahçenin 2 dönümünde ceviz yetiştireceğimi
duyunca, "ceviz fidanı dikimi için 2,5 dönüm ayırmam
halinde, tanıtım amacıyla ücretsiz olarak ceviz bahçesi"
kurulabileceği"ni anlattılar. Kendileriyle aramızda
kısa bir diyalog geçti;
- Geçen yıl bu tür bir uygulama yaptınız mı?
- Evet, bir bahçe kurduk!
- Fidan diktiniz değil mi?
- Evet!
- Sonuç ne oldu?
- Dondan zarar gördü!
- Gördünüz mü ben bir yıl kazandım! Benim diktiğim
tohumlar bir yılda 50-60 santime ulaşacak. Çabuk olacağım
derken bir yılımı kaybetmek istemem...
Ziraat Fakültesi Uygulama çiftliğinden aşılı fidanlarımı
aldım ama cevizi tohumdan yetiştirme kararımı bir kere
daha pekiştirmiş oldum.
Bir süre sonra arkadaşım Orhan Üzüm ile birlikte Kırşehir'e
Lokman Avşar'ın evine gittik, tohumluk cevizleri (Kaman-1,
Kaman-3, Kaman-5) aldık. Lokman Avşar, bize topraktan söktüğü
bir yaşındaki fidan örneklerini gösterdi. Bir yıllık
fidanların boyları 50-80 santimetre arasında değişiyordu
ama kökleri bir metreden kısa değildi. Yani tohumdan yetişen
ceviz, toprağın üstünde attığı boydan fazlasını
toprağın altına veriyordu... Kazık kökün sırrını
anlamıştık....
Sonuç; 2000 yılı sonbaharında hazırladığım 21 çukura
ceviz, yaklaşık 10 çukura da badem ektim. 16 ceviz 7
badem çıktı....
[ Home ] [ »Cevizin Yararları ] [ »Para Ağacı ] [ »Dondan Korunma ] [ »Toprağın Hazırlanması ] [ »Lokman Avşar Sizlerle ]
|